Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrenci protestolarına ilişkin, “Siz öğrenci misiniz, yoksa siz rektörün odasını basmaya kalkışan, orayı işgale kalkışan terörist misiniz?” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Artvin-Bilecik-Çankırı-Gaziantep-Iğdır 7’nci alışılmış il kongrelerine AK Parti Genel Merkezi’nden canlı bağlantıyla katılım sağladı. Erdoğan’ın gündeminde Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylar vardı.
Erdoğan, konuşmasında Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’nin evlatları” olarak nitelediği gözaltındaki öğrencilerin özgürlük bırakılması yapmasına tepki gösterdi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu ve protestocu öğrencileri eleştirerek şunları söyledi:
“Ama maalesef ülkemizde siyasi hırsları ve ideolojik saplantıları kendi vatanlarına ve halklarına olan sorumluluklarının önüne geçmiş bir kesim vardır. Bunların öncüsü ve sözcüsü de CHP’dir. Büyük bir üzüntüyle anlatmak isterim ama CHP, 7/24 açık bir yalan partisine, başındaki zat da 7/24 yalan söyleyen bir adamcağıza dönüşmüştür.
Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili yapmış olduğu açıklamalara baktığınız vakit, hala terör örgütlerinin birer temsilcisi olanları ‘bu ülkenin evlatları’ veya ‘kendisinin de arkadaşları’ olarak tanımlıyor. Terör örgütlerinin üyesi olan bu gençleri biz, ülkemizin hakiki manada milli ve manevi değerlere sahip gençleri olarak kabul etmiyoruz. Zira siz öğrenci misiniz, siz talebe misiniz, yoksa siz rektörün odasını basmaya kalkışan, orayı işgale kalkışan terörist misiniz?
Bu ülke, teröristlerin hakim olduğu bir ülke olmayacak buna da katiyen fırsat vermeyeceğiz, bunun böyle bilinmesini istiyorum. Onun için de gereği neyse bunu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Bundan Böyle bu ülke Taksim’deki bir Yolculuk olayını yaşamayacak ve yaşatmayacaktır. Bay Kemal, sen eğer bu yolda devam edeceksen buyur devam et, terörist arkadaşlarınla yola devam edeceksen buyur o yola devam et lakin biz, teröristlerle beraber olmadık olmayacağız.”
Erdoğan, Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te teröristlere nasıl oraları kabir edip, nasıl inlerine girdilerse bundan sonra da tekrar benzer şekilde buna devam edeceklerinin altını çizerek, “LGBT, yok böyle bir şey. Bu ülke millidir, manevidir ve bu değerlerle geleceğe yürümektedir. Kardeşlerim, bizim bu yapıdan beklentimiz, kesinlikle her konuda yanımızda yer alması değildir. Hatta bizim yanımızda hiç yer almasa da olur. CHP’den bizim beklentimiz yok. Bizim bunlardan beklentimiz, ülkemizin ve milletimizin ortak menfaatleri, sıkıntıları, sevinçleri bu hususta asgari düzeyde de olsa bir kavrama birliği sergilemeleridir.” değerlendirmesini yaptı.
“Gölge etmeseler yeter, ona bile razıyız.” ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Türkiye, terörle uğraş ederken, terör örgütlerinin ve teröristlerin yanında yer almasalar yeter. Önce kendi içlerinde tecavüz, taciz, tüm bu adiliklerden arındırılmış bir siyasi parti olsunlar yeter. Türkiye sınırlarını tehlikesiz ayla getirmenin kavgasını verirken emperyalistlerin tetikçiliğine soyunmasalar yeter. Türkiye, Doğu Akdeniz’de haklarını korurken karşımızdakilerin tezleri ile ortaya çıkmasalar yeter. Türkiye, Avrupa Birliği’nden Amerika’ya kadar, nice gücün haksız ithamlarına maruz kalırken onların değirmenlerine su taşımasalar yeter. Türkiye salgınla çaba ederken milletimizin moralini bozmaya, yürütülen faaliyetleri sabote etmeye çalışmasalar yeter. Türkiye, küresel hesaplı krizin etkileriyle boğuşurken yalanlarla ortalığı bulandırmasalar yeter. Yeniden söylüyorum kendi partilerinde taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık ayyuka çıkmışken başkalarına balçık atmak yerine, önce kendilerini temizleseler yeter. Yalanı gür sesle ve kendinden belirli bir edayla söyleyince herkesi inandırabileceğini sanan bu tedirgin zihniyeti milletimizin takdirine havale ediyoruz.”
Önceki gün yeni anayasa çağrısı yaptığını andıran Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu anayasa ülkemize kazandırdığımız tarihi atılımların üstüne inşa edilecektir. Yeni tüzük çalışmasına Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla öncülük edeceğiz. Sayın Bahçeli’nin bu konudaki açıklamalarını gönül rahatlığıyla karşıladım. Süreci sabote etmek yerine olumlu katkı sunmak tüm grupları tüzük çalışmasının içinde görmek istiyorum. Bunu da içtenlikle söylüyorum.
Şu belli başlı kadar terör örgütlerinin vesayetindeki partilerin gölgesinde kalan bir ana muhalefetin bu sorumluluğu yerine getirmesinin zorlama olduğunu gördük. Hiç değilse Türkiye’nin partisi gibi davranan bir ana muhalefet görebilmeyi ümit ediyoruz. Yapılan reformların demokratik ve idareli kalkınmamızın çarpan etkisine dönüşmesini de ancak bu şekilde sağlarız. Bize bir adım gelene beş adım gitmekte ne gerekiyorsa yapmakta asla tereddüt etmeyiz. ”